18 Mayıs 2010 Salı

hafifim, hafifsin, hafif... ya da "nejat dur"

"Fakat daha sonra, hafif kadınlara öz, iç çamaşırları başlıyordu."

(Paris Yıldızı, Emile Zola, s. 469)

Yok konumuz üç aydır Paris Yıldızı'nı bitirememiş olmam değil. Ki gördüğünüz üzere kalmış şurda bi 30 sayfam, bitti bitecek. Konumuz o "hafif kadınlara öz" kısmıdır şu üstte gördüğünüz cümlenin. Daha sonraki sayfada ise bu çamaşırlardan neyi kastettiğini öğreniyoruz. Tabii ben ne bekliyorum içten içe işte efendim jartiyerler, kırbaçlar, tangalar (Emile'nin anlattığı o yıllarda sanki tanga var da), nebleyim çanlı donlar havada uçuşsun. Ama meğer neymiş "ince işlemeli çamaşırlar, kolluklar ve beyaz kravatlardan tutun da, boyun atkıları ve beyaz yakalara kadar bir sürü değişik fantezi..." Baya fantastikmiş hakikaten!

Dahası diyelim ki hakikaten kırbaçtan bahsediyor olalım, hemen bi kırbaçla hafif kadın mı olduk lan! Belki ben kocama yapıyorum Emile ne biliyorsun?

İşte tabii işin aslı ne, kimse zamanında emile'yi kırbaçlamadığı jartiyerlere boğmadığı için adam gitmiş o uzun gecelerde oturmuş roman yazmış, dünyaca ünlü edebiyatçı olmuş. Ben ne yapıyorum; jartiyerli fantezilerimle anca blog dolduruyorum. Blogu okuyan da her gece Nejat'layım sanacak. Halbuki pübis kemiğimle yanlarım arasında sıkışmış cinsel hayatım...

(Nejat derken, "Nejat İşler / İçime işler"den bahsediyorum.)

2 yorum:

Adsız dedi ki...

önce şu kelime doğrulamayı kaldır bir hele gülüm."oveyba" diye kelime giriyorum kendimi sims karakteri gibi hissediyorum amk.

emile'ye sokarım, kelepçeden vazgeçmem. kırbaç beni bozar.
"Halbuki pübis kemiğimle yanlarım arasında sıkışmış cinsel hayatım..."
bunu okuyunca ağlayasım geldi lan 4 yıl sonra bende mi böyle olucam acaba? olm çok erken lan. laaaaaan!nejat lazım.

merfecan dedi ki...

gören de her dakka jartiyerle geziyorsun sanacak =))
yirim seni devam devamm =))